18 Kasım 2007



Sevgili Lapsus okuyucuları!
Gönül dostları:)
Dört kişi olarak çıktığımız bu yolda çoğalarak ilerleme kararı aldık.Amacımız Lapsus’ün daha çok okunmasını,takip edilmesini sağlamak ve paylaşımı arttırmaktır.
Başvuru kuralları:
1/ Başvuracak adaylar Sainte Pulchérie Fransız Lisesi mezunu olmak zorundadır.Bu arada amaç Fransız ve türk kültürünü aynı potada eritmeyi başarmış yazarlara sahip olmaktır.
2/Adaylar için belirli bir yaş sınırlaması yoktur.
3/Yazılar Türkçe,Fransızca ve İngilizce olabilir.
4/Yazılacak türlerde kısıtlama yoktur.(şiir,deneme,öykü,mektup,anı,makale,eleştiri,gazete yazısı,gezi yazısı,şarkı sözü,…)
5/Başvuracak adayların KESİNLİKLE oryantalist görüşlerden uzak durması gerekmektedir.
6/Herhangi bir takım,siyasi parti,sivil toplum örgütü yararına reklam,duyuru,övgü yapılamaz.
7/Her konuda eleştiri esastır,mümkündür.
8/Çok kişisel ve isim içerikli olmadığı sürece aşk üzerine yazılar da yazılabilir.
9/Yazı koymak için belirli zaman aralıkları yoktur fakat yazarlar sorumluluklarını bilmeli ve görevlerini mümkün mertebe yerine getirmelidirler.
10/Sinema,tiyatro,sergi,konser gibi sanatsal etkinliklerin duyuruları yapılabilir.(kısametraj ve uzun metraj film senaryoları da konulabilir)
11/Picasa fotoğraf albümüne yazar olan her şahış çok kişisel olmadığı takdirde fotoğraf koyabilir ,bizlerle paylaşabilir.
12/Yazılarda küfür içerikli öğeler mümkündür zira o da hayatımızın bir parçası olmuştur.
13/Gerektiğinde toplantılar msn Messenger üzerinde çoklu konuşma yöntemleriyle veya skype programı üzerinden yürütülebilir.
14/Üye olmak için belli bir espri anlayışına sahip olmak gerektiğini de unutmayınız, zira okuyucuları güldürmek, düşündürmek esastır. Mamaafih, güldüremem diyorsanız en azından düşündürünüz.

Katılımlarınızı bekliyoruz.Lapsus’de karşılıklı güven esastır.Kendinize iyi bakınız ,katılmayı unutmayınız.
TEŞEKKÜRLER!

ev...

nasil bir duygu bilmiyorum ki nasil anlatiyim

cok farkli yasam standartlarindan sonra tipik bir ingiliz evinde tanimadign insanlarla yasamak ne kadar zordu... lanetler okuyarak herkese insanlara margarete kedi thomas a slovak ev arkadsina durmadan tozlanan parkeler bir bok cekmeyen se olsun diye acilan anlamsiz kutu televizyon aptal gorsel sanatlar odevleri abuk sabuk materyellerle projelere ben bu akdar seyi enreye sokucam a1 kagitlariyla cizim yapmaya... herseye lanet okuyarak gecti 3 ay

hersey bir den gelisti o bu evet bu kesin hadi tanisalim odeyelim git anahtari al taksiyi bin bavula tika bir akc esyayi buckingham road 22 evet burasi aa haal let tabelasi duruyor kafami kaldriiyorum ikinci kat bos camlar yalniz sakin orasi benim.
artik nese dolucak yaraticiligin beyin firtinalarin yogun goruldugu ara gri bulustlarin oldu sonra bir amelie gulusu ile gunesin araladgi bulutlar bir flamenko muzigi ile simseklerin caktigi sonra bir den duygu bombardimani ile rski gunleri istanbul u taksim de gecen lise yillarini aile ozlemi ile yagmurlarin bosaldigi bir alan... benim alanim

abimin varligi salondaki kanepe de matematik kitabi ile uyuya kalmasi ezogelin corbasinin tadi damaginda elalemin internetine baglanma sevinci anneye haber verme... duygu karmasasi.

sominem yanik kosede laptopuma gomuldum bloging edasi ile sandalye de kıcım acıyor....

Buse

14 Kasım 2007

Et Si Ce Soir Je Te...

Si ce soir je te racontais une histoire?
L'histoire de ces deux personnes qui n'osaient croire,
Que l'amour n'était pas pour eux, mais les autres,
L'amour n'est ni le tien, le mien, mais le nôtre.

Et si ce soir je te chantais une chanson?
Qui exprimait mes désirs et émotions,
Dans le refrain, ton prénom je le crierai,
Et dans ton coeur, en or le mien je graverai.

Et si ce soir je t'écrivais un poème?
Qui parlerai d'une fille pour qui l'être suprême,
C'est ni une légende ni une fable ni un dieu,
Un mec à qui elle voue l'amour glorieux.

Mais je ne ferai rien de tout cela,
Je vais lever mes yeux et mirer le ciel,
J'y verrai ton étoile, je penserai à toi,
Et puis je dirais simplement que je t'aime...

- Marie-Claude O'Reilly -

12 Kasım 2007

Sedef Can :bir İstanbul sabahı için nelerimi vermezdim der.
Düş sokağı sakinleri mavi denizleri serinleten bilmem neler der.Merve şarap içer.meydan daki gençler öpüşür .sokakta köpekler sahiplerine bakar.çünkü zincirleri yoktur onların.Thibaut :insan sözlerine ,hayvanlar zincirine bağlıdır der.annem ne yaptın kızım der.iş bankası gül der,haluk der,Atatürk der.


Burada köprüler,çökmesi ihtimal köprüler yok.deniz yok,boğaz yok,türk aklı yok.sigara izmaritleri samsun kokmuyor.içenler rakı kokmuyor zira burada rakı yok.pastisse içenler içki içtim sanıyor.tek beyazlık pahalı paltoların üzerinde.rakı beyazı yok.kadınlarda french beyazı pahalı.kuaförler ilan asıyor.ilan okunuyor ,içeri girmek yasak.para çok pahalı.sedef ağlıyor.peçeteler ıslanıyor.İstanbul yağmurdan kırılıyor.İstanbul Nuri bilge ceylan’ın uzak’ın daha da uzak.bas rol oyuncusu o daha da uzak.burada trafik yok.bağıran egzozlar yok,benim maçolarım yok.kürt yok.Çerkez yok.gölgeli saclı çingene kızları buradan birçok deniz uzaklıkta.karanfil yok.hani on kasım karanfilleri…ağlamak hep burada yanı basımızda.tuşlarda.aptal AMERİKAN uzantısı tuşlar da .pese de pisi de bilgisayar da…hıçkırıklar da burada.düş sokağı sakinleri,ebru gündeş,yılmaz Erdoğan,Bülent ortaçgil,şahika,ifot hepsi bende kopuyoruz.çaktırmayın.neset ertaş sazıyla kapıda.anahtarı asagıya attım.tutamadı.zahide maison quinta ya girdi.euro yükseldi.tl nerde Allah bilir.zahide’m bu hafta oluyor gelin…ezel yok evvel yok.ıslanan bulaşık kokulu parmaklar,td’ ler var burada.şişen yanaklar,koca göbekler var.sümkürme sedef…

Falıma baktı.beni kıskananlar var.


Zaman-ı Sedef

İçtik içtik.
Döküldük
Sabah oldu
Saçılanları topladık
Efkarlandık
Durup durup
Ağladık
Tren geldi
Gar a gittik
Tren kalktı
Gar dan döndüm
Tren vardı
Sedef saatleri ayarlama enstitüsüne gitti
Chronos benimle kaldı
Ey zamanın yüce tanrısı
Gene yanıma kaldın
Annem gibisin
Gidenlerden kalansın.

01 Kasım 2007

sp

Basıma gelen en güzel sey:sainte pulchérie Fransız lisesi.seni çok özledim.o formayı tekrar giymek için neler vermezdim.arkadaslarımı,derslerimi,kantini,üst katları,alex in odasını,soğuk tuvaletimizi,gösteri salonunu,sahneyi,kütüphaneyi çok ama çok özledim.hiç birsey sp nin yerini dolduramaz.fransız lisesi mezunu olmak bir ayrıcalıktır.fransız ekoüne dahil olmak sıradan bir sey değildir.siz onu bıraksanız bile o sizi bırakmaz.her yerde dünyanın her yerinde bir Fransız liseliyle karsılasırsınız.türk kolejlerini ezmek gibi olmasın ama ortaokulda özel bir türk lisesine gitmiş biri olarak Fransız liseli olmak bir gururdur diyorum.hersey için tesekkürler sp.seni unutmak mümkün değil,hatırlayıp ağlamamak,özlememek imkansız.en güzel arkadaslıklarımı orada kurdum.kendimi orada buldum.orası benim evimden de öte.soğuk mermer merdivenler insanı öyle bir kucaklar ki ….öyle güzeldir ki orada tenefüsler…sabahları,kahvaltılar…hayatımın gidişatı nasıl olursa olsun iyi ki ben sainte pulcherie ye girmişim,iyi ki oradan mezun olmuşum.çok tesekkürler.görüşmek üzere aralık ta .