18 Kasım 2007

ev...

nasil bir duygu bilmiyorum ki nasil anlatiyim

cok farkli yasam standartlarindan sonra tipik bir ingiliz evinde tanimadign insanlarla yasamak ne kadar zordu... lanetler okuyarak herkese insanlara margarete kedi thomas a slovak ev arkadsina durmadan tozlanan parkeler bir bok cekmeyen se olsun diye acilan anlamsiz kutu televizyon aptal gorsel sanatlar odevleri abuk sabuk materyellerle projelere ben bu akdar seyi enreye sokucam a1 kagitlariyla cizim yapmaya... herseye lanet okuyarak gecti 3 ay

hersey bir den gelisti o bu evet bu kesin hadi tanisalim odeyelim git anahtari al taksiyi bin bavula tika bir akc esyayi buckingham road 22 evet burasi aa haal let tabelasi duruyor kafami kaldriiyorum ikinci kat bos camlar yalniz sakin orasi benim.
artik nese dolucak yaraticiligin beyin firtinalarin yogun goruldugu ara gri bulustlarin oldu sonra bir amelie gulusu ile gunesin araladgi bulutlar bir flamenko muzigi ile simseklerin caktigi sonra bir den duygu bombardimani ile rski gunleri istanbul u taksim de gecen lise yillarini aile ozlemi ile yagmurlarin bosaldigi bir alan... benim alanim

abimin varligi salondaki kanepe de matematik kitabi ile uyuya kalmasi ezogelin corbasinin tadi damaginda elalemin internetine baglanma sevinci anneye haber verme... duygu karmasasi.

sominem yanik kosede laptopuma gomuldum bloging edasi ile sandalye de kıcım acıyor....

Buse

Hiç yorum yok: