28 Ekim 2007

eh yetti be!!!

Artık konuşamadığım için arkadaşlarımla yüzyüze beklide bundan böyle devamlı yazmak geliyor içimden . gene aklıma O REZİL politikaya sahip ülkemiz geliyor.inanamayacaksınız ama burada bile türk siyaseti konuşuyorum üstelik Fransızlarla.hani şu Türkiye nin yerini haritada bilmeyen Avrupalı ölüler,balzac ın torunları…ırkları sevmiyorum kardeşim ben,milletleri de.kişileri seviyorum .alex i seviyorum,raphael i seviyorum ama Fransızları sevmiyorum.tıpki sanem i sevdiğim buseyi sevdiğim ama Türkleri de sevmediğim gibi.garip bir his var içimde.çıkması çok güç içimden.öyle renklere takılı kalmayan bir duygu.belki de zararlı duygu,kışkırtıcı ,hatta kırıcı,Milliyetçilik.e sen diyeceksin şimdi nasıl oluyor bu böyle? Ben de bilmiorum ama hissediyorum,engel olamıyorum.yakaladığıma Türkiye yi anlatıyor yalanlıyorum le monde u figaro yu.anlamıyorlar.medeni hukuk hocam amfide e300 kişiye Türkiye petrol için kuzey ırak a giriyor diyor.susuyorum.kızarıyorum hatta morarıyorum ama onlar görmüyor çünkü yüzümde makyaj var.ama gözlerimi boyasam nafile.gözbebeklerim boyanmıyor,kapanmıyor makyajla.bakıyorum,bagırıyorum sus diye ama duyan yok.ne petrolü lan diyorum aslında manyak! Ne petrolü? Biz sizin gibi kolonici miyiz? Milletin toprağını taciz edelim yerleşelim sömürelim.zaten zamanında sömürmüş olsak böyle mi olurduk.nereyi aldıysak bir hoşgörüdür bitmedi.herkese eyvallah çektik.yunana elimizle patrikhane veririz biz .aman sen konuş kendi dilini deriz.vergi almayız.ne bileyim kazık mı soktuk nedir,yetti be.ne istiyosunuz.ulan alın da ne varsa üç kuruş toprağımızı ne bok yiyecekseniz yeyin.noluyorsa.nereye götüreceksiniz bu kadar torağı insanı,hayatı? Ne geçti elinize kendi şarabıunızı bile içemiyorsunuz.ulan sizin ülkenizde kredi kartına taksit bile yok be? Siz hayatınızda boğaz mı gördüz?götü boklu bir nehir geçiyor ortasından hersehrin dersin billur gibi su! Rakı mı içtiniz siz nevizade de ne gördünüz şu hayatta? Bir bedava ya otobüse binmeyi bilirsiniz emekli olunca bir de abuk sabuk arap belgeseli yapmayı.nereye Kdar uğraşacaksınız bizimle? Tükenmez kalem bile bilmem kaç yüro ? biz yılbaşında sepetlere doldurup millete dağıtıyoruz be o sizin alamadığınız büro araçlarını.o çok para verdiğiniz kazakları bizde türkiyenin her semtinde üretiyoruz üstelikte giyiyoruz sizin gibi vitrinden bakmıyoruz.hem nedir bu makyajsız gezmeler? Çok mu güzelsiniz? Üretip duruyorsunuz makyaj malzemelerini kim alıyor he kim? Bizim flormarımız golden rose umuz var belki ama türk kadını rujunu da sürer kalemini de çeker.şimdi konu dağılmasın tabi

Benim diyeceğim o ki naçizane 19 yaşıma kadar gezdip şu lanet avrupanın şehirlerini bugün burada konuşacak kadar gayette fikrim var.kardeşim aynen fuck the european union yani.bir bok yok.lanet cafelerinden magazalarından bi de bitip tükenmek bilmeyen taş binalarından baksa bir sey yok.bunlar ne kadın ne erkek.makina bunlar.ne çocuk yaparlar ,ne adam gibi temizlenirler,ne bir aile ortamı ne bir bir şey.boyuna la Türki boyuna les kurdes,yok chypre,yok Abdullah gül…sanane benim memleketimden.alamadın lozanda götünde patlandı.anca köylü vatandasların tatil köylerimize gelir iki çeşit meyve sebze görür. Sen nerden bilirsin maydonoz kokusunu? Alabilirmisin naneyi kekiki bu fiyata? Böyle Pazar gördün mü ömründe? Dünya da Türkiye den daha güzel bir yer yok.hersey bedava Orhan velinin dediği gibi.kaş aldırmak bedava,ağda yaptırmak bedava.ver 5 milyonu ağlasından git fön çektir.7 milyona manikür.ver 5 milyonu bir Arjantin bira al çık terasına taksimde bir kafenin medeniyet gör!! Aç iyice kulaklarını müzik duy adam gibi.sen hiç falan bakan kadın gördün mü? Sacları gölgeli çingene kızı? Hiç 2 milyona bir demet karanfil aldın mı kırmızısından? Biraz yürü cihangir e git.meşurları görmek bedava.kadileri okşamak bedava.çık taksime istediğin kızla bakış,istediğin erkeğe gülümse bedeva.sizin gibi domuz muyuz biz.akdenizliyiz ve de sempatikiz.tabi ki mükemmel değiliz ama biz üstünüz be kardesim.biz siin gibi heykellere dua etmeyiz.çam agacı süslemek için de ibadet etmeyiz.ırkçı de ne dersen de türk ün de türk den baksa dostu yoktur.(genel kavram, mahiyetinde alınmasın kimse,diplomatik acıdan yani) bu konuşma böyle sürer gider.benim diyeceğim okuyun tabi.yurtdışına da gidin ama dönün.siz Türksünüz.ezan sesi duyulmadan otobüste sıkışmadan yaşanmaz bu dünya da

27 Ekim 2007

Hoscakal İstanbul....

kisacik zamana neler sigdirmadim ki...

aileye kavusmak,bienal antrepo,artistanbul,kitap fuarı,sp ziyareti,kadikoy,suadiye de kahvalti,selva,melis,markiz,pera müzesi nde sergi daveti, teyze anneanne ziyareti, beykoz sumerbank fabrikasi,kanyon,ikea,meydan,capitol,esma,elif,cihangir,ara kafe,cukurcuma,hatirla sevgili,zencefil,vapur sefasi,cuma aksami istiklal kalabaligini yasaman o sirada madame tampigny e rastlamak,simit yemek,bol bol cay icmek,pilav ustu kuru yemek,annemin koftesi,sezen aksu dinlemek...ve daha nice seyler...

simdi geri donuyorum... o korkunc toz icindeki eve geri donuyorum... hani red kit izlerken gorurduk boyle col de ucusurdu yumak yumak tozlar iste iste onlar bizim salonda var boyle yumak toz kardesler bir o koseden bu koseye gidiyorlar...

internet yok, bir suru odevler geliyor, deneysel sanat ile yaraticligin sinirlarini zorlicaz yine...

bilmiyorum ne hissettigimi uzgunum ama oradaki duzenimi de ariyorum yarim kalan sorumluluk ile okul bir cok esya orada iki yarim bir orada bir burada...

arkadslari geride birak sonra zaman icinde update olmaya calis...

memleket meseleri uzmuyor degil gaza gelen abuk sabuk seyleri dusunmeden bilincsizce hareket eden bir milletimiz var malesef...nerede bu entelllektueller nerede.... herkes aldi silaha gidiyor gidin bakalim ...

keske goz acip kapayina dek gecse bu yillar da...

sabret busecik sabret zaman cabuk geciyor...



p.s : benim istanbul da oldugumdan haberi olmayanlar yada olup da benimle gorusmek isteyip gorusemeyen arkadaslardan ozur dileyip onlardan anlayis bekliyorum cunku kisa zamanda herkese vakit ayiramadim dogal olarak sonucta benim bir ailem var ve tatile ihtiyacim var... 2 ayda bir tatilim olacak gibi sanirim henuz yil programini bilmiyorum... bir daha ki sefere gorusmek dilegiyle...

12 Ekim 2007

iyi bayramlar

iyi bayramlar evlerine bayram gelenler,evi olanlar,evinde misafir bekleyenler,beklemeyenler,umursamazlar...bu benim ilk bayramım,kendim merve yle geçirdiğim.ilk şekersiz bayramım.bugün marketi gidip 200 gramlık milka fındıklı çikolata aldım.bir paketini açıp biraz yedim.ben ,kendim,merveyle paylaştım.sonra dizi izledim biraz.dizi izlerken kendimi o hayatlarda gibi hissettim,komik ama öyle.dizi de kimse yaşayamaz diyordu zaten yalnız yaşamıyorum.yaşam tek başına olmuyor tek olunca onun adı yaşam değil .sonra kalkıp kendime bayram yemeği yaptım,bayram yemeği demez ama...kıymalı patates yemeği ve patlıcan kabak kızarttım.belki gelen biri olur birlikte yer ve türkçe konuşuruz.türk gibi orurur türk gibi sohbet ederiz.msn e baktım,sskype a baktım kimseler yoktu.çünkü bugün bayram.benim telefonum yok türk telefonum var o da hiç çalmıyor .sabahları saati kuruyorum o zaman çalıyor.geceleri bazen klasörlerimde eski mesajları okuyorum.silmiyorum,silemiyorum.okuyorum,tarihlerine bakıyorum,o zamanları hatırlıyorum.bugün bana her zaman gelenler gene geldi.bülent ortaçgil,fikret kızılok,zeki müren,...onlar beni hiç unutmazlar.hergün gelirler,birlikte poşet çay içeriz ve müzik dinleriz.şimdi daha iyi anlıyorum.amerikan rüyası derler ya o yokmuş onun bir benzeri avrupa da yokmuş.bir varmış,bir tek istanbul hatırası varmış,bunu anladım.boğaz varmış,köprüsü,kalabalığı demleme çayı çoklu içilen ve de insan sesleriyle karışan nankör martıların sesleri varmış.gerisi koca bir yalanmış.bugün neşet ertaş ı bekledim ama o gelmedi.aşık veysel bağıra bağıra bana seslendi ama ben çıkmadım.toprak dedi.insan dedi.vatan dedi.sonra ben bulaşık yıkadım,yıkarken yel değirmenlerini düşündüm.filmlerdeki o kocaman gavurların değirmenlerini düşündüm.sordum oldu mu dedim? hayır dedim sonra.olmadı.daha bitmedi.bir an ispanyanın güneyinde portakal toplayan çingene kadın olmak istedim.yok dedim artık olmaz.kars da içilen çay olayım,afyonda çiğnenen mermer,urfada dövülen bakır istanbul da küfür edilen ne varsa olayım ama orada olayım dedim.soğuk,kar,yağmur,göze giren güneş,istanbulu saran sel olayım,konfeksiyoncu kızın hayali olayım dedim.şimdi nerdeyim? ben şimdi dönüş yolunda olan otobüs.otobüsteki yolcu,yolcunun valizi ,harem deki kalabalık,kalabalığı gören çok bilmiş o siyah saçlı kızım.herkes iyi bayramlar.kent reklamlarına ,kuzey ırak a ,askerlerin matarısındaki suya,akacak türk kanına,kürt kanına,oylara,aldananlara,tanzimat yaşayan istanbullulara iyi bayramlar.gelecek bayram da ben belki gene orada olamam.beni görmek isterseniz taksim meydanındaki anıtın etrafını saran çimenlere düşmüş bir yaprağım.gidin görün,ben oradayım,birazdan kalabalığa karışacağım.

06 Ekim 2007

04 Ekim 2007

sonunda...buse... brighton

herkese merhaba...

o kadar ozlemisim ki turkce yazmayi etrafimdaki insanlardan turkce yi duymayi sinfta birden hocanin turkce konusmaya baslamasini hayal eder bile oldum.

herkesten ozellikle lapsus sp tetra grubundaki arkadslardan ozur diliyorum sanki lapsus ruhuna ihanet etmisim gibi geliyor :(( hic blog yazmadim cunku yazamadim...

internet baglantim yok kaldigim evde oyle bir bosluk ki hayatimda...

internet cafelerde 20 dk kalip emaillerima facebook a anca bakabiliyorum malesef...

suan kutuphane deyim ve kisa zaman icin de eve gidip yemegimi pisirip hatta ondan once kosedeki art shop a -hic ugramadigim - gidip islerimi koyabilecegim plastic sleev lerden almam gerek aksama da bogutlen dokumasi icin ornekelr hazirlicam evet yanlis duymadiniz dokuam calismasi yapiyoruz bu haftanin projesi textile basligi altinda... onumuzde ki hafta da grafik ki dokuam rome nakis isleri buse ye gore olmasigi bir kez daha kanitlnamis oldu suan basim agriyor bu korkunc el isi yuzunden..

brighton nasil mi havasi belli olmaya kimi zaman yagmurlu kimi zaman serin bazen gunesli dunya fellegini sasirmis valla ekim deyiz ne gunesi ya inglitere deyiz nerede yagmsu bulutlari

tasarim projelerinden fenalik geldi o kadar cok zoluyorum ki istanbulda ki duzenimi rahat yasam standartlarini... bu aksam ne yicem diye dusunmekten bu odevleri ne zmana yapicam diye dusunmekten usandim valla... bualsik yikamaktan corap yikamaktan fenalik geldi cok ama cok yorgunum ama yapacak daha cok sey var...

20 ekim de ara tatilim var geliyorum 10 gunlugune o kadar mutluyum ki iple cekiyorum :) annemin yemeklerini ozledim enred einsanlar hani cuma gecesi taksim kalabaligi var ya meydan dan istiklal caddesine dogru bakarken bir insan seli gorusun iste iste ben onu ozledim insanlar usutme ustume gelsin istiyorum bruada millet yasamsini bilmiyor ya 6 da evine kapaniyor bu mu hayat!

of of of cok yorgunum ama mutluy muyum bilmyiorum galiba mutluyum evet marti sesleriyle uyaniyorsun cafe nero dan kahvemi ice ice okula gidiyorum haftasonu yaklastikca bir nese belliri veriyor yuzunde insanin...

benim gitmem gerek yoksa otobus u uzun sure bekliyorum bu da beni deli ediyor

sainte pulcherini sicakligini ozledim sabahlari arkadslarla toplanip sohbet etmeyi

galiba suan agliyorum ama sessiz olmam gerek kutuphanedeyim cunku...