21 Eylül 2007

geen hafta falan yazmıştım bu yazıyı

Yeniden aynı şarkıyı dinlemek…farklı bir ülkede,farklı bir rüzgar esiyor.rüzgarda ezan yok.çok uzun bir zaman diliminin başlangıcı…pencerem var benim,yeşil kepenkleri olan ,geniş,yere kadar uzanan bir pencere…tam da söylediğim gibi.şimdi lise 2 deken yazdığım şiiri hatırlıyorum.fransız tipi bir balkonda sardunya sulamak.bu bazılarına göre bir entelektüelin ölüm şiiriydi.çok şaşırıyorum şimdi.ne yaptım ne söylediysem tanrıya,sanki hayallerim gerçekleşiyor.ben bana göre dünyanın en şanssız insanıydım,şimdi vücudumu sokağımın köşesinde bıraksam benle birlikte bir ağacın arkasına saklansam ‘vay be kıza bak’ derim.bundan iki yıl önce hayatta en korktuğum şey hayallerimi gerçekleştirememekti.hala öyle,en korktuğum şey 80 yaşıma geldiğimde geri dönüp baktığımda kafama yazdığım listenin tamamlanmamış olması.başıma gelen şeyler sadece beni etkilemiyor.yaşamımın içinde olan herkes bundan nasibini alıyor ve bu beni gerçekten mutlu ediyor.çok garip,gerçekten…inanmak zor.şaşırıp kalıyorum.ama yanlış anlaşılmak da istemiyorum.korutucu aslına bakarsanız.üşürmüyüm bilmiyorum burada.burda neler olur neler biter? Hiçbir fikrim yok.bilinmesini isterim ki hayallerin gerçekleşmesi mutluluk değildir.mutluluk nedir bilmiyorum ama mutlu olduğum zamanları çok iyi hatırlıyorum.mutlu olmak tek başına olmuyor sanki,hep bir birlikte olmak sanki mutlu olmak.güvende olmak…hava kararınca eve biraz geç kaldıysanız dünyanın en güzel şeyi eve varmaktır.kapıyı çalmak,asansöre binmek ,asansörde kendinize bakmak,bazen çişinizi tutmaya çalışmak,sonra kapıda sizi pati gibi harika bir köpeğin sevinçten ağlayarak karşılaması,üzerinize atlaması,sizi öpmesi…yemek masasına oturup konuşmak,yaptıklarınızı anlatmak,sonra internete girmek,sıkılınca ablanızla tv izlemek…güven verir bunlar insana,mutluluk verir.

Hiç yorum yok: